Açıköğretim kapatılmalı!

Açıköğretim kapatılmalı!

Açıköğretim kapatılmalı!

Atiker Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Atiker, Konya sanayisi ve eleman sıkıntısı noktasında Yeni Haber'e açıklamalarda bulundu. Konya'da işsizliğin değil iş beğenmeme sorununun olduğunu belirten Atiker, Konya'nın işçi noktasında en büyük sıkıntısının Konyalının sanayiye gelmek ve sanayide çalışmak istememesi olduğunu söyledi. Bu konuda ailelerinde büyük bir hata yaparak çocuklarının sanayiye gitmesini istemediğinin altını çizen Atiker, "Aileler çocuklarını memur olmasını, müdür olmasını istiyor. Gençliğin yüzde 80'i okuyup masa başı iş istiyor. Okumayacak/okuyamayacak durumdakiler bile adeta zorla okumaya bir diploma sahibi olmaya çalışıyor. Bizim fabrikamızda 800 kişi çalışıyor. Masa başında çalışan kişi sayısı 30'dur. Bu durumda iş beğenmeme noktasına gidiyor. Bundan bir an önce dönülmeli. Türkiye'yi ve Türk sanayicisini daha büyük sorunlar beklemeden bir an önce dönülmeli hem de. Öncelikle Açık Lise ve Açık Üniversite yanlışından dönülmeli. Çünkü bu kurumlar hem ailelerin hem çocuklarımızın yanlış yönlendirilmesi anlamı taşıyor. Türk sanayisinin bitmemesi için buradan başlamakta yarar var " diye konuştu.

VASIFSIZ ELEMAN BİLE BULAMIYORUZ

Gençlerin ve ailelerinin belediyeye veya devlet kurumlarına girebilmek için uzun süre işsiz gezmeyi bile göze aldığını anlatan Atiker, "Kalifiyeli elemandan öte vasıfsız eleman bulmakta sıkıntı yaşıyoruz. Gelen kişiler 'ben açık üniversite bitirdim. Masa başı iş ve 3 bin 500 TL maaş istiyorum' diyor. Bunun için açık lise ve açık üniversitelerin kapatılması gerekiyor. Türkiye geneline üniversite çoğaldı. Üniversitenin lise kısmından makine mühendisi veya elektronik mühendisi olan arkadaşlarımız hiçbir şey bilmiyor. Bu mühendislerin sanat okulunda geçmesi gerekiyor. Bundan sonra sanat okullarına ve teknik liselere teşvik olarak iki ay askerliğini kısa yapması katkı sağlayabilir. Bu noktada Mesleki Eğitim inanılmaz önemli ve etkili. Bunun teşviki noktasında herkes şapkasını önüne alıp düşünmeli. Gereken ne ise o hakkıyla yerine bir an önce getirilmeli" şeklinde konuştu.

GENÇLERİN ELİNDE SADECE DİPLOMASI VAR

Eskisi gibi okullarda kaliteli eğitimin olmadığını vurgulayan Atiker, "Okullara kalite getirilmesi gerekiyor. Okulu bitiren gençlerin çoğunun ne yabancı dili, ne de branşından ihtisası var. Sadece elinde bir diploması var. Herkes okuduğu için eğitiminde kalitesi düştü. Üniversitede dersi çalışan da çalışmayan da geçiyor. Bu da gençleri tembelliğe itiyor. Örneğin İmam Hatip okullarından öğrenim gören öğrenciler İlahiyat Fakültelerine giremedi. Ne yapacak bunlar? Üniversite mezunları mühendiste olsa masa başından sahaya inmek istemiyor. Devlet de 5 sene daha adam alabilir. 5 sene sonra bu kadar üniversite mezunu ne olacak. Artık bizde yurt dışından eleman getireceğiz. Biz nasıl ki bir zamanlar çalışmak için Avrupa Ülkelerine gittik onun gibi çalışması için yurt dışından eleman getirmek zorunda kalacağız. Gidişat bunu gösteriyor" ifadelerini kullandı.

SURİYELİLER İŞ GÜCÜ İHTİYACINI KARŞILIYOR

Son senelerde Suriyelilerin iş gücü ihtiyacını çok büyük ölçüde karşıladığını ifade eden Atiker, "Suriyeliler olmasaydı ziraatta, inşaatta, hayvancılıkta vb. yerlerde çalışan insan bulmak zordu. Ayakkabı, inşaat sektöründe, köylerde yüzde 50 Suriyeli çalışan var. Ne kadar kalifiye eleman olursa işin kalitesi de ARGE çalışması da artar. Bu Avrupa'nın bize Türkiye'nin gelişmemesi için yaptığı bir oyun. Biz Avrupa'nın yapmadığı hamallık işlerini yapıyoruz. Yetişmiş insan gücümüz yok. Gençler hiç ilgisi olmayan alanı okumuş. Türkiye'de ihtiyaç neyse o branşta okunması için gençlerin yönlendirilmesi gerekiyor. Türkiye'nin işsizlik gibi bir sorunu yok. İş beğenmemek gibi bir sorunu var. İş çok, çalışacak işçi yok. Ben ticari hayatım boyunca bunun örneklerini bir çok kere yaşadım, halen de yaşamaya devam ediyorum. Özellikle Konya'da çalışmak isteyen herkese iş var. Bizim firma olarak işçi ilanlarımız neredeyse yılın her günü çıkıyor. Ama büyük çoğunlukla tek bir kişi bile uğramıyor. Sadece bu bile başlı başına Türkiye'nin işsizlik sorununu gözler önüne seriyor" diye konuştu.

15 SENEYİ DOLDURAN İŞÇİ TAZMİNATINI ALIP AYRILMAMALI

İş kanununa göre 15 seneyi dolduran işçinin tazminatını alarak işten ayrılabilmesi ile çıkarılan yasanın hem o işçi hem sanayici adına büyük tehlikelere ve büyük sıkıntılara neden olduğunu ifade eden Mehmet Ali Atiker, "İşçi tam işe yarayacağı zaman işten ayrılıyor. Çünkü artık çalıştığı alan ile ilgili olarak tecrübesinin en üst düzeyde olduğu bir döneme giriyor işçi. Böyle bir hakkı olunca da kendi işini kuruyor veya ortaklığa giriyor. Ama yürütemiyor ve işten ayrıldıktan sonra da eski çalıştığı maaşla iş bulamıyor. Bu sebeple işçi çok sıkıntılar yaşıyor. Öte yandan sanayicinin tazminat vermekten kaçınacağı bir durum yok. Tazminat ödediği zaman sanayici vergi ödemiyor. Vergiye vereceği parayı işçisine verir. Bu sebeple kaçınmıyor sanayici. İşçi tam yetişmiş ustabaşı olmuş/olacak ama gidiyor. En çok verimli olacağı çağda kaybediyor işçisini. O zaman da sanayici adama güvenmediği için bazı teknik bilgileri aktarmıyor. Tabi elemanda yani tam anlamıyla kalifiyeli elemanda yetişmiyor. Sanayinin gelişmesi için 15 sene konusunun da bir an evvel ivedilikle çözülmesi gerekiyor. Devlet kadrolarından bu olabilir ama sanayide tam işe yarayacakken işten ayrılması zor duruma sokuyor. İşçi en az 55 yaşına kadar emekli olana kadar nerde olursa olsun tazminat almamalı. Söylediğim gibi bu sadece sanayicinin değil, işçinin de yararına olur" diye konuştu.

İSMAİL POÇAN / YENİ HABER GAZETESİ

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum