Devletin Taşeronu Olduk

Devletin Taşeronu Olduk

Taşeron Sorunları Bitmiyor

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi'nde temizlik işçisi olarak çalışan bir kadın emekçi, AKP'nin "taşerona kadro" adı altında yaptığı uygulamanın ayrıntılarını soL'a anlattı.

"Bu muydu verecekleri kadro?" diye soran temizlik işçisi, "Daha kötü oldu, baskılar arttı. Daha önce taşeronda çalışıyordum ve haklarımızın artması için kadrolu ve güvenceli çalışma talebimiz vardı. Ancak AKP'nin çıkardığı kadro düzenlemesiyle haklarımızda bir artış olmadı. İş yükü çok arttı. Taşerondayken daha azdı diyebilirim. Her yeni gün artmaya da devam ediyor. İşten çıkanların, emekli olanların yerine yeni birileri alınmıyor. Devletin taşeronu olduk" ifadelerini kullandı.

'MOLALARIMIZI BİLE SAYMIYORLAR'

Çalışma koşullarından başlayalım isterseniz. Bir hastane acilinde temizlik emekçisinin bir günü nasıl geçiyor?

Çok yoğun, yorucu. Kağıt üstünde 7,5 saat çalışmamız gerekiyor. Sabah 7.00’de geliyoruz, akşam üstü 16.00’da çıkıyoruz ama öğle arasında kullandığımız bir saat ve sonrasında yarım saatlik çay molasını çalışma saatimizden düşüyorlar. Çalışma süremiz 7,5 saat görünüyor bu yüzden. Aslında  yemek ve çay molasını da eklediğimizde haftada 54 saat çalışıyoruz. 

Hem çok yoruluyoruz hem yemek molamızı bile saymıyorlar, üstelik haftada sadece bir gün izin kullanıyoruz. 

'GÜNDE 2 LİRA RİSK PİRİMİ VERİYORLAR, ONU DA KESİYORLAR'

Üstelik acil bölümünde çalışıyorsunuz ve birçok riskli durumla da karşılaşıyorsunuz sanıyorum.

Sürekli enfeksiyonlu, yaralı, ağır hastalar geliyor. Biz tüm bu süreçlerde temizlik yapıyoruz ve riskli bir ortam var. Buna karşılık günde 2 lira brüt risk pirimi veriyorlar, onu da brüt veriyorlar, bir küsür liraya geliyor. Hasta bakıcılara ise hiç vermiyorlar bu parayı, onlar hastalarla sürekli temas halinde.

'BU MUYDU VERECEKLERİ KADRO?'

AKP'nin çıkardığı 'kadro' düzenlemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu muydu verecekleri kadro?

Daha kötü oldu, baskılar arttı. Daha önce taşeronda çalışıyordum ve haklarımızın artması için kadrolu ve güvenceli çalışma talebimiz vardı. Ancak AKP'nin çıkardığı kadro düzenlemesiyle haklarımızda bir artış olmadı.

İş yükü çok arttı. Taşerondayken daha azdı diyebilirim. Her yeni gün artmaya da devam ediyor. İşten çıkanların, emekli olanların yerine yeni birileri alınmıyor.

Devletin taşeronu olduk.

Çalışma süresi 45 saat diyorlar ama son dakikasına kadar sömürüyorlar, çalıştırıyorlar insanı. yasalardan bir boşluk bulup bizi mağdur ediyorlar. Yasa 1’i ile 31’i arası hesap kesim tarihi diyor, 1’inde maaşını alacağın söyleniyor. Ama işveren bunu yatırmadığında 20 gün beklemem gerektiğini söylüyor, bunlar 1’inde yatırmıyorlar, tutuyorlar maaşı 15’inde yatırıyorlar. Yani seni bir şekilde bağlıyorlar. 20 gün yatırmasalar hiçbir şey yapamıyorsun. Yasalar bize göre değil, onlara göre, onlar için yapılıyor.

'KİRALIK İŞÇİ GELİYOR'

"İşten çıkanların yerine kimse alınmıyor" dediniz, iş yükü sürekli artıyor bu durumda değil mi?

Şimdi İşkur’dan 9 aylığına gelen arkadaşlar var, devlet kiralık işçi getiyor. Yazık günah değil mi bu insanlara. Ayrılanın, emekli oalnın yerine kimse gelmiyor.

Benim bildiğim İşkur’dan gelen 4 tane üniversite mezunu arkadaş var burada temizlik yapan.

Onların da hiçbir hakları yok...

'DÜŞÜNSENİZE, 25 YIL TEMİZLİKTE ÇALIŞIP EMEKLİ OLACAĞIM'

Acilde çalışan bir emekçi olarak bu çalışma koşulları sizin sağlık durumunuzu nasıl etkiliyor?

Boyun fıtığı ve bel fıtığım var, kollarımda sinir sıkışması var, hepsi burada oldu. 7-8 yıldır taşeron olarak çalışıyordum, düşüsenize ben 25 yıldır temizlikte çalışıp emekli olacağım. Yıpranma payının bize verilmesi gerek miyor mu, sürekli enfeksiyonun içinde, kimyasalın içinde, sürekli kol gücü, beden gücü... Yıpranma payı niye verilmesin ki bize? Niye bizi dışlıyorlar? Hastane yönetimi bizi tanımıyor. Mesela maaş tarihini değiştirdiler. Bize tek bir şey bile sormadılar.

Bir karar alındığında herkese yazılı bildirge gönderiliyor, bizi kimse umursamıyor. Sanki onlar kadrolu ve başka, biz dışarıdan insanlarız. Biz de bu hastanede çalışıyoruz, emek veriyoruz.

Başhekim bizimle konuştuğunda umarım asgari ücret artar da maaşınız biraz yükselir diyor. Oysa bizim daha iyi maaş almamız onların ellerinde. Bize asgari ücretin ötesinde bir maaş yakıştıramıyorlar. 

Asgari ücret alyoruz, oradan vergiye kesiyorlar, tediye ödediler vergi kestiler, banka promosyonu verdiler vergi kestiler. 15 bin sınırını geçtim, maaştan 100 lira 100 lira kesmeye başladılar. Zaten keserek veriyorlar aldığımız parayı da.

Kısacası hiçbir şey düzelmedi koşullarımızda, düzelmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz.solhaber

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.