Kabus böyle başladı! 'Anne acıdı' dedim, 'oyun' dedi...

Kabus böyle başladı! 'Anne acıdı' dedim, 'oyun' dedi...

Yıllarca aile içinde cinsel istismara maruz kalan ve susturulan Saadet Çetin yaşadığı kabus dolu günleri anlattı ve annelere seslend

Vicdanlara bırakılmış bir hikaye
Saadet Çetin. Yıllarca aile içinde cinsel istismara maruz kalmış. Susturulmuş. Susmuş. Bugün, iki kızıyla omuz omuza yaşama tutunmaya çalışıyor. Kimse onun gibi susmasın diye annelere sesleniyor: “Çocuklarınızı duyun, dinleyin”
Vicdanlara bırakılmış bir hikaye
Utanmak. İnsan var olmaktan utanır mı? Ben Saadet Çetin’in uzman klinik psikolog Gökhan Çınar’ın “Katarsis” programında  gördüğüm hikayesinden sonra utandım. Kanım dondu, boğazım düğümlendi. Zor girdiğim yatağımdan onu aramam, bulmam lazım diyerek kalkıp, yollara düştüm. Aradan geçen bunca yılın ardından yükünden kurtulmak isteyen bir annenin, bir kadının, hiç yaşayamadığı çocukluğunun hikayesine kulak verdim...

 Saadet Çetin, 48 yaşında. Karaman’da anne-baba, dört erkek üç kız kardeş ve yatağa bağlı babaannenin olduğu kalabalık ama sevgisiz olarak tanımladığı bir ailede dünyaya gelmiş. Çocukluğu dokuz yaşında olduğu bir bayram günü abisinin cinsel istismarıyla bitmiş. Üzerinde çok sevdiği karpuz kollu mavi puantiyeli elbisesi varken: “Çocuktum ben, arkadaşlarımla elimizde torbalarla şeker toplamıştık. Sonra eve geldim. Annemler halamlardaydı. O zamanlar 22 yaşında olan abim geldi birden. Sorunlu bir evliliği vardı. Boşanmış mıydı mı boşanmamış mıydı mı hatırlayamıyorum. Beni mutfağa çağırdı; içinde çikolataların olduğu bir poşet verdi. Tam ben sütlü bir çikolatayı yiyecekken  ellerini dolaştırdı üzerimde. Ben ne yapıyorsun derken, eliyle ağzımı bastırdı. Çikolata damağıma yapıştı. Orada inceden bir bağırdım ama ne olduğunu bilmiyordum. Bana, yaşadıklarımızı hiç kimseye anlatmayacaksın, seni öldürürüm dedi. Korktum. Ağlamaya başladım. O gitti. Çikolataları çöpe attım. Ben o günden nefes kokusundan da çikolatadan da nefret ederim.”  

 

Vicdanlara bırakılmış bir hikaye
“Anne acıdı dedim, oyun dedi”

Bu cümlelerin ardından derin bir nefes aldı Çetin. Sonra, ne yaptın? Kime gittin? Söylemedin mi gerçekten? diye sordum. Cevabı, en az yaşadığı olay kadar acıydı: “Üzerimi yıkayıp, kurutup dışarı çıktım. Annemlerin geldiğini gördüm. Koşarak yanına gittim. Sokakta söylemeye çalıştım ama eve çıkalım dedi. Sonra o meşhur mutfağa geçtik. Bana, ‘Bir daha olmayacak söz ama sen sus, hiç konuşma’ dedi. 6-7 ay sonra bir daha tecavüz etti. Ekmek yaptığımız bir yer vardı. Orada saldırdı bu kez. Hemen anneme anlattım. Anne, abim bana ne yapıyor dedim. ‘Oyun’ dedi. Ama canım acıyor, oyun acıtmaz ki dedim. Sus dedi. Sustum. Daha sonraları da aralıklarla geldi eve; tacizler sürdü. Üç kere böyle ise dördüncüsünde tecavüz etti. Anneme söylemeyi bıraktım sonra. Sonra kilo alayım ki hem beni beğenmesin hem güçleneyim dedim. Zaten yaşadığım şeyin tecavüz olduğunu 13 yaşındayken öğrendim. Bir komşumuzun düğünü vardı. Orada kadınların gerdekten konuştuklarını duydum. Kendi yaşadıklarımla birleştirdim. Ve anneme, ‘Abim benim kocam mı oldu?’ diye sordum. Cevap veremedi.”  

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.