Oradaki taşeron calışan işcilerdin durumu cok kotu

Esenyurt’taki Koza Park projesiyle müşterilerine tatil köyü gibi yaşam alanı vadediyor. Müşterilerine 3 bin 500 konut, 40 bin kilometre karelik yüzülebilir yapay göl, 4 km yürüyüş parkuru, her blokta özel iskele, ağaçlarla donatılmış 70 bin metre karelik yeşil alan, 63 kortlu dünyanın en büyük tenis akademisi, en üst düzey teknoloji ile donatılmış fitness merkeziyle dört mevsim tatil sunan Garanti Koza, projede çalıştırdığı işçisine ise dört mevsim sefaleti, açlığı, yoksulluğu dayatıyor. Aylardır ücretlerini alamadıklarını belirten işçiler, çocuklarına süt alamıyor, kira ve faturalarını ödeyemiyor. Ceplerinde para olmadığı için işçi, Esenyurt’tan Pendik’te bulunan evine gidemiyor.

‘MAAŞ KARTIMI EV SAHİBİNE VERDİM!’
Geçtiğimiz yıl şantiyede 2 bin işçinin çalıştığını belirten işçiler bu sene sayının 200’e kadar düştüğünü vurguluyor. Gurbetçi olarak çalışan işçilerin büyük kısmı memleketlerine dönmüş ancak aradan aylar geçmesine rağmen ücretleri ödenmemiş. İşçiler alacaklarını istediklerinde ise bir muhattap bulamadıklarını vurguluyor. 4 aydır ev kirasını, faturalarını ödeyemediğini belirten Sezer Gökyıldız, “Maaş kartımı ev sahibine verdim, para yatınca oradan çekecek, böyle bir şey olur mu” diyerek duruma tepki gösteriyor.

ESENYURT’TAN PENDİK’E EVİME GİDEMİYORUM!
Koşullarının 3. havalimanında çalışan işçilerin durumundan çok farklı olmadığını belirten Ayhan Erdoğan ise “Sussak gönül razı değil, konuşurken de çekiniyoruz” diyor. Arkadaşlarından borç alarak sigara aldığını dile getiren Erdoğan, “Öyle bir sistem var ki emek veriyorsun, çalışıyorsun, karşılığını alamıyorsun. Bizim birikmiş paramız yok, aylıkla geçinen insanlarız. Bir ay para gelmediği zaman zor durumda kalıyoruz” diyor.  İnşaatın şantiyesinde kaldığını da belirten Erdoğan içinde bulunduğu durumu şöyle anlatıyor: “Cebimde para olmadığı için Esenyurt’tan Pendik’e evime gidemiyorum.”

‘EV SAHİBİ ÇIKMAM İÇİN EVE SATILIK İLANI ASMIŞ’
Lüks binaları diken Garanti Koza işçilerinin neredeyse geneli kirada oturuyor. Bunlardan biri de Ökkeş Karayılan. Onun durumu diğerlerinden daha kötü, bu nedenle diğer işçiler arkadaşlarıyla dayanışma içinde. O dayanışmayı Karayılan şöyle anlatıyor: “Elektktrik, doğalgaz faturaları ödeyemediğim için kapandı. 4 aydır kira ödeyemiyorum, ev sahibi çıkmam için eve satılık ilanı asmış. Artık mahalleye girerken Kemal Sunal’ın borçlulardan saklandığı gibi giriyorum. 1 yaşında çocuğum var, henüz 1 tane bez alabilmiş değilim. Belediye bez yardımı yapmıştı o da bitti. Şimdi altını kendimizce bezliyoruz, çocuğun bacakları bundan dolayı yara oldu, şişti. Sabah şantiyede kahvaltıda arkadaşlar yumurta falan çıktığında yemiyorlar. Bana veriyorlar ben çocuğa götürüyorum, akşam yemeğinde ise kalan yemekleri alıp eve gidiyorum.”

Evde çay şeker olmadığını belirten Karayılan, “Evde çay içmeyi özledim” diyor. Karayılan ücretlerini aldıkları durumda tüm paranın borçlara gideceğini söylüyor. 
EVRENSEL