4/D Kadro Alan Taşeron İşçileri İş Kolu Tehlikesi

4/D Kadro Alan Taşeron İşçileri İş Kolu Tehlikesi

4/D Kadro Alan Taşeron İşçileri İş Kolu Tehlikesi

696 KHK ile taşerondan kadroya geçen işçiler taşeron sistemde aldığı ücretler ile kadroya geçirilmişti.696 KHK sonrası İŞKUR üzerinden işe başlayan işçiler ile 696 KHK ile kadroya geçen işçiler arasında ücret farklılıkları oluşmuştu,yeni işe başlayan işçi asıl işveren kolunda gözükmesine rağmen taşerondan kadroya alınan işçiler ise mevcut iş kolları üzerinden sınıflandırılmıştı.Özlük hakları bakımından tehlike sinyali veren iş kollarının değişmesini sendikalar üye kaybı yaşayacağından dolayı kabul etmiyor.

HAK-İŞ Üyelerinin Başka Sendikalara Üye Yapılmasını Kabul Edemeyiz”

696 sayılı KHK’nin geçici maddesi 7. Maddenin 3. Fıkrasına istinaden kadro alan işçilerin bir bölümünün başka sendikalara üye olma zorunda kalacaklarını kaydeden Arslan, “Taşeron konusunda mücadele yapmamış ve bir gün elini taşın altına koymamış insanlara kanun zoruyla HAK-İŞ’in üyelerini başka sendikaların üyesi yapma girişimini kabul etmemiz mümkün değil. Taşeronla ilgili kararname çıkarken, bizimle yapılan görüşmelerde olmayan ve bize söylenmeyen bir konudur. Biz buna karşı şiddetli bir tepki ortaya koyduk” dedi.

Arslan, “Kadrolarımızı aldık ve kadro alan arkadaşlarımızla taşerondan kadroya geçerken mevcut bulunduğu iş kollarında çalışmaya devam etmek istiyoruz. Buna göre bir düzenlemenin yapılmasını Sayın Cumhurbaşkanımız dahil bütün yetkililerden talepte bulunuyoruz ve bunun mücadelesini yapıyoruz. Kanun zoruyla böyle bir değişikliği asla kabul etmemiz mümkün değil. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

YÜKSEK HAKEM KURULU TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ BİTTİĞİNDE NE OLACAK? 696 KHK’LI TAŞERON İŞÇİLERİN SENDİKA İŞKOLLARI DEĞİŞECEK Mİ? YENİ DÖNEMDE TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ NASIL İMZALANACAK?

Ali Hikmet UĞURLU Kamu İhale Mevzuatı, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Uzmanı

Yüksek Hakem Kurulu (YHK) toplu iş sözleşmesinin sona ermesine az bir zaman kaldı. 696 sayılı KHK ile taşerondan kadroya geçen işçilerin gözü kulağı yeni dönemde imzalanacak toplu iş sözleşmelerinde… Bilindiği gibi taşeron işçilerin, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 02/04/2018 tarihi itibariyle merkezi kurumlarda sürekli işçi kadrosuna, belediyelerde ise mevcut olan ya da münhasıran kurulan belediye şirketlerine geçişleri sağlanmıştır. Taşeron işçiler sürekli işçi kadrosuna veya belediye şirket işçiliğine geçirilirken 696 sayılı KHK ile toplu sözleşmeden yararlanma hakları, SGK nezdinde işyerlerinin bildirimleri, sendikal hakları ve işkollarına ilişkin bazı özel düzenlemeler yapılmıştır. 696 SAYILI KHK İLE GETİRİLEN GEÇİŞ HÜKÜMLERİ

696 sayılı KHK’nın geçici 23. Maddesi’nin altıncı fırkasında şu hükümler yer almaktadır: “Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden, geçiş işlemi yapılırken mevcut işyerinin girdiği işkolunda kurulu işyerinden bildirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu iş sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamaz. Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden; geçişten önce toplu iş sözleşmesi bulunmadığından kadroya geçirildiği tarihte yürürlükte olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerinin geçerli olduğu işçiler ile geçiş işleminden önce yapılan ve geçişten sonra yararlanmaya devam ettiği toplu iş sözleşmesi bulunmakla birlikte bu madde kapsamındaki idarelerde alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitiminden önce toplu iş sözleşmesi sona eren işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesine göre belirlenir.

Bu madde kapsamındaki idarelerde; 6356 sayılı Kanunun geçici 7 ınci maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan Kanuna uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabilir, ancak geçişi yapılan işçiler için yeni tescil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunulabilir.” Aynı hükümler, geçici 24. Madde ile belediye şirketlerine geçirilen şirket işçileri için öngörülmüştür. Kanun koyucu tarafından aynı maddenin gerekçesinde şu ifadelere yer verilmektedir: “Altıncı fıkrada, geçişi sağlanan işçilerin varsa alt işveren işyerinde iken faydalandıkları toplu iş sözleşmelerinden faydalanmaları, toplu iş sözleşmesi bulunmaması nedeniyle ücret ile mali ve sosyal hakların bireysel sözleşme ile sınırlı kalmaması için Yüksek Hakem Kurulu tarafından bu madde kapsamındaki idareler bakımından karara bağlanmış ve yürürlükte bulunan en son toplu iş sözleşmesinin süresi sona erene kadar uygulanması sağlanmaktadır.

Anayasal bir hak olan toplu iş sözleşmesi, çalışma hayatındaki uyuşmazlıkları çözüme kavuşturma amacını taşımakta ve çalışma ilişkilerinin düzenlenmesi anlamında oldukça önemli bir görev üstlenmektedir.

Bu anlamda, tarafların mutabakatının sağlandığı toplu iş sözleşmelerinin istikrarlı bir biçimde yürütülmesi, çalışma hayatını ilgilendiren konularda sosyal diyalog ilkesinin gözetilmesinin bir gereği olarak ekonomik ve sosyal istikrarı sağlamak bakımından önemlidir. Uluslararası Çalışma Örgütünün 98 sayılı Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesinde, toplu pazarlık konusu olan ücretlerde, ekonomik istikrar politikaları çerçevesinde gerekli olması, istisnai bir nitelik taşıması ve makul bir süreyi aşmaması durumunda düzenlemeler yapılabileceği belirtilmektedir. Yapılan düzenlemeyle, geçiş işleminden önce alt işveren işyerleri için Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi kapsamında benzer ücret ile mali ve sosyal haklarla çalışan işçiler arasında, süresi en son sona eren toplu iş sözleşmesi boyunca ücret ile mali ve sosyal haklar bakımından eşitsizliğin oluşması önlenmekte, geçişten önce toplu iş sözleşmesi bulunmayan alt işveren işyerlerindeki işçilerin de bu düzenlemeden yararlandırılması amaçlanmaktadır.” 696 sayılı KHK’nın 113 üncü maddesi ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşme Kanuna eklenen geçici 7 madde ile de şu düzenlemeler getirilmiştir: “(1) 5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan idareler ile birlikte veya ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarına ait şirketler, anılan Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 23 üncü ve geçici 24 üncü maddeleri uyarınca sürekli işçi kadrolarına, geçici işçi pozisyonlarına veya işçi statüsüne geçirilen işçilerinden; geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolu mevcut işyerinin girdiği işkolu ile aynı olanları o işkolundaki mevcut işyerinden, farklı olanları ise geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolunda yeni tescil edilecek işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir. (2) Birinci fıkra kapsamındaki işyerlerinin her biri bu Kanunun uygulanması bakımından bağımsız bir işyeri sayılır. (3) Birinci fıkra kapsamında yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler, bu madde kapsamındaki idarelerde geçiş işleminden önce alt işveren işçileri için Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve en son sona erecek olan toplu iş sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte 4 üncü maddeye uygun şekilde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilir. (4) Bu maddenin uygulanmasında bu Kanunun bu maddeye aykırı diğer hükümleri uygulanmaz.”

Bu özel düzenlemeye neden ihtiyaç duyulduğu ise madde gerekçesinde şu şekilde ifade edilmiştir: “6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununa geçici madde eklenmek suretiyle, geçişi yapılan işçilerin sendika üyeliğinin, geçiş işleminden önce çalışılan alt işveren işyerinin işkolu esas alınarak tescil edilecek işyerlerinden yapılacak bildirimlerle sürdürülmesine imkân sağlanmaktadır.

Düzenleme yapılırken, sendika üyeliğinin ve üyelikten ayrılmanın serbest olması kuralı ile toplu iş sözleşmesi hakkı birlikte değerlendirilmekte, geçişten önceki sendika üyeliklerinin geçiş işleminden önce Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süre itibariyle en son sona erecek toplu iş sözleşmesine göre sürmesini sağlayacak istisnai ve geçici bir bildirim usulü getirilmektedir.” 696 sayılı KHK’nın bu söz konusu hükümleriyle; taşeron işçilerinin kadroya alınma sürecinde, ‘asıl işverenle aynı işkolunda yer alan alt işveren işyerleriyle’, ‘farklı işkolunda yer alan alt işveren işyerleri’ arasında farklı uygulamalar öngörülmüştür. Daha açıklayıcı olması bakımından şöyle ifade edilebilir: Alt işveren ile asıl işverenin farklı işkolunda yer alması durumunda, bu işçiler yönünden asıl işverence, alt işverenin yer aldığı işkolunda yer alan yeni bir işyeri tescil ettirilmesi ve farklı işkolunda yer alan alt işveren işçilerin bu yeni tescil edilecek işyerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesi öngörülmüştür.

Nitekim bu husus 696 sayılı KHK’nın 113 üncü maddesi ile 6356 sayılı Kanuna eklenen geçici 7 nci maddenin birinci fıkrasında “geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolu mevcut işyerinin girdiği işkolu ile ... farklı olanları ise geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolunda yeni tescil edilecek işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu hüküm nedeniyle “farklı işkolunda tescil edilen yeni bir işyerleri” söz konusu olmuştur. Bununla birlikte asıl işveren ile alt işveren aynı işkolunda yer alması durumunda sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan taşeron işçiler, mevcut asıl işveren işyerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmiştir. Bu durumda yeni tescil edilen herhangi bir işyeri söz konusu olmamıştır.

Bu düzenlemeler sonucunda özetle; - İlk olarak asıl işverenin mevcut işyeri, - İkinci olarak asıl işverence alt işverene göre farklı işkolunda tescil edilecek işyerleri söz konusu olmuştur. 6356 sayılı Kanun’un Geçici 7. maddesinin ikinci fıkrasına göre “Birinci fıkra kapsamındaki işyerlerinin her biri bu Kanunun uygulanması bakımından bağımsız bir işyeri sayılır.” Dolayısıyla bu maddeye göre mevcut işyeri ile alt işverene göre farklı işkolunda tescil edilecek işyerlerinin bağımsız birer işyeri sayılacağı açıktır. Bütün bu düzenlemelerle, toplu sözleşme hukukunda bir geçiş dönemi ihdas edilmiş, Kanun koyucu 696 sayılı KHK’daki hükümlerle bu geçiş döneminin sınırlarını ve kapsamını da açıkça ortaya koymuştur. Bu geçiş hükümleriyle; farklı işkolunda tescilli alt işveren işçilerinin sürekli işçi kadrolarına geçişi ile birlikte, işkolu değişikliği sebebiyle sendika üyeliklerinin düşmesi ve yine bu suretle sendikaların ani üye kaybının engellenmesi amaçlanmıştır. 696 sayılı KHK ile getiriler bu geçiş hükümleri ve bu hükümlerin sendikaların yetki başvurusunda nasıl dikkate alınacağı, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2019/7497 E., 2019/19812 Kararında da detaylı şekilde anlatılmıştır. Peki bu geçiş dönemi ne zaman sona erecektir? Geçiş döneminin sona ermesinin ardından uygulama nasıl olacaktır?

Bu geçiş döneminin son bulacağı tarih; 6356 sayılı Kanun’un Geçici 7. maddenin üçüncü fıkrasında belirtilmiştir. Bu hüküm şu şekildedir: “Birinci fıkra kapsamında yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler, bu madde kapsamındaki idarelerde geçiş işleminden önce alt işveren işçileri için Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve en son sona erecek olan toplu iş sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte 4 üncü maddeye uygun şekilde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilir.” Bilindiği gibi Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve en son sona erecek olan toplu iş sözleşmesinin son bulacağı tarih, merkezi kurumlar açısından 31/10/2020, belediye şirketleri açısındansa 30/06/2020 tarihidir. Dolayısıyla bu tarihler itibariyle geçiş süreci sona erecek ve farklı işkolunda yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler de asıl işverenin mevcut işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilecektir.

Örneğin, … Üniversitesi Rektörlüğü bünyesinde Nisan 2018’de 696 KHK uyarınca taşerondan kadroya geçen işçilerin geçiş işlemleri yapılırken SGK’da 4 adet işyeri açılmıştır (Temizlik, Güvenlik, Büro, Bakım Onarım) Bu işyerleri 6356 sayılı Kanun’un Geçici 7. maddesinin ikinci fıkrasına göre bağımsız işyeri olarak tescil edilmiştir. 31.10.2020 tarihine gelindiğinde bu işyerleri kapatılacak ve tüm işçiler tek bir işyeri bünyesinde toplanacaktır. Bu işyerinin sendika iş kolu ise Üniversite Rektörlüğünün bağlı olduğu 10-TİCARET, BÜRO, EĞİTİM VE GÜZEL SANATLAR iş kolu olacaktır. Bu işkolunda yetkiyi alan işçi sendikası ile toplu iş sözleşmesi imzalanacaktır. Masada işçi sendikasının karşısına işveren olarak Üniversite ve bağlı bulunduğu Kamu İşveren Sendikası oturacaktır. Açıklayıcı olması için örnekler arttırabilir:

Devlet hastaneleri, Üniversite hastaneleri ve Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde çalışan işçiler 17-SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER iş koluna geçecektir. Milli Eğitim Bakanlığı, Üniversiteler, YÖK, ÖSYM bünyesinde çalışan işçilerin 10-TİCARET, BÜRO, EĞİTİM VE GÜZEL SANATLAR iş koluna geçmesi, İletişim Başkanlığı, TRT, PTT, RTÜK, BTK kurumları bünyesinde çalışan işçilerin 8-BASIN, YAYIN VE GAZETECİLİK iş koluna geçmesi… gibi. İŞ KOLUNUN TESPİTİNDE ÇALIŞMA BAKANLIĞI YETKİLİ! İşyerinin hangi işkolu girdiğinin tespitinde, o işyerinde üretilen asıl “mal veya hizmet” esas alınır. Eğer işyerinde “birden çok” mal veya hizmet üretimi varsa ağırlıklı olarak ne iş yapıldığının tespiti yapılarak iş kolu belirlenir. 6356 sayılı Kanunun 5’nci maddesinde “Bir işyerinin girdiği işkolunun tespiti Bakanlıkça yapılır. Bakanlık, tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, kararın yayımından itibaren on beş gün içinde dava açabilir. Mahkeme iki ay içinde kararını verir.” denmiştir.

Çalışma Bakanlığınca yayınlanan “İşkolları Yönetmeliğinde“ ise; “(1) Bir işyerinin hangi işkoluna girdiği konusunda anlaşmazlık çıkması halinde, ilgililerin başvurusu üzerine, işkolu, o işyerinde yürütülen işin niteliğine göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenir. Bakanlık tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 5 inci maddesine göre kararın yayımından itibaren onbeş gün içinde dava açabilir. (2) Yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz. (3) 10/11/1983 tarihli ve 83/7376 sayılı İşkolları Tüzüğüne göre belirlenmiş olan işyerlerinin işkolu, en son yetki belgesi alan sendikanın kurulu bulunduğu işkolundan sayılır” denmiştir. SONUÇ Sonuç olarak; 696 Sayılı KHK ile öngörülen geçiş sürecinin belediye şirketleri için 30/06/2020, merkezi kurumlar içinse 31/10/2020 tarihi itibariyle sona ereceği açıktır. Bu tarihlerden sonra asıl işverenin mevcut işyerinin yanı sıra alt işverene göre farklı işkolundan tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler, yukarıdaki tarihler itibariyle asıl işverenin mevcut işyerlerinden bildirilecektir. Bu işçilerin işkolları ise doğal olarak İşkolları Yönetmeliğinde yer alan işkolları olacaktır.Zira 696 sayılı KHK’nın 113.üncü maddesinde atıf yapılan 6356 sayılı Kanun’un 4. Maddesinebaktığımızda da “bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işlerin de asıl işin girdiği işkolundan sayılacağı” açıklanmıştır. Geçiş sürecinin sona ermesiyle birlikte; asıl işverenin mevcut işyerinin yerine yeni tescil edilen işyerinden bildirilen taşeron işçiler mevcut işyerinden bildirilecek ve böylece sendikaların yetki karmaşası da sona erecektir. 30/06/2020 ve 31/10/2020 tarihleri itibariyle yeni tescil edilen işyerlerinden bildirim sona ereceği için, taşeron işçiler, mevcut işyerinden bildirilen işçiler olarak yetki tespitinde dikkate alınacaktır.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum