Dünya üzerindeki hayvanların en tehlikelilerinden biri olan yılanlar aynı zamanda pek çok dinde de önemli bir yere sahiptir. Örneğin Adem ile Havva olayı anlatılırken birçok dini kitapta yılanlardan da bahsedilmektedir. Peki ama kötü bir öne sahip olan yılanı öldürmek günah mıdır?

Bu sorunun farklı din ve inançlarda çeşitli yanıtları bulunmaktadır. Fakat her türlü inanç ve dinde sebepsiz bir yere yılan dahil herhangi bir canlı öldürülmemelidir. Burada sebepsiz derken kişiye göre sebeplerden değil Allahın buyurduğu sebeplerden bahsediyoruz. Aynı zamanda herhangi bir canlıyı mutlak ve sebepsiz yere öldürmeyi emreden rivayetler ya asılsızdır ya da herhangi bir peygambere ait değildir. Ayrıca bir sonuca varabilmek için o konuyla ilgili rivayetlere bütünüyle bakmak gerekmektedir.

Birçok dini kaynağa göre yılanların zehirli ve saldırı durumunda olduğu zamanlarda öldürülmeleri emredilmiştir. Evlerde insanlarla beraber yaşayan ve hiçbir zararı olmayan yılanların öldürülmesi ise yasaklanmıştır. Burada dikkat edilmesi gerekilen nokta yılanın zehirli olup olmaması ve aynı zamanda saldırma tehlikesinin olup olmamasıdır. Çünkü zehirli yılanların zehirleri hedefteki canlıyı ya felç etmekte ya da öldürmektedir.

Elbette size herhangi bir zararı yoksa kesinlikle dokunmamak gerekmektedir. Çünkü her canlı gibi yılanında ekolojik sistem içerisinde bir görevi ve önemi bulunmaktadır. Eğer insana zarar verecekse, evine saldırmışsa, hayatını tehdit ediyorsa canını korumak için tüm yılan cinsini değil sadece o yılanı öldürmeye müsaade vardır. Kim yılan görür de öldürmezse, bizden değildir. ifadesi kesinlikle doğru değildir.

Ancak zehirli bir yılan yerleşim alanlarına girer, birileri onu görüp öldürmediği veya haber vermediği takdirde yılan gidip birilerinin ölümüne sebep olacaksa o kişinin bu umursamazlığı affedilecek değildir. Müslim’in bir rivayetinde Hz. Aişe şöyle demiştir: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm beş fâsığın Hill’de ve Harem’de öldürülmesini emretti.”

Ebu Davud, Ebu Hureyre radıyallahu anh’tan kaydettiği bir rivayetinde, karga yerine “yılan” demiştir. 4905 – İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor: “Biz, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ile birlikte Mina’da iken, Velmürselât suresi nâzil oldu. Aleyhissalâtu vesselâm onu okuyordu. Ben onu, kendi ağızlarından öğrendim. Mübârek ağızları henüz surenin rutûbetini taşırken, üzerimize bir yılan sıçradı.

Aleyhissalâtu vesselâm: “Öldürün şunu!” buyurdular. Hemen öldürmek üzere atıldık. Fakat yılan önce davranıp kaçtı. Aleyhissalâtu vesselâm: “Şerrinizden korundu, tıpkı siz de onun şerrinden korunduğunuz gibi!” buyurdular.”