Tüm İş Genel Başkanı Mahmut Şahin, Tüm İş Konfederasyonu Disiplin Kurulu Başkanı Umut Karademir, Tüm Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Muhsine Kahveci ve Tüm Sağlık İş Yönetim Kurulu Üyesi Yeliz Erciyes ile birlikte Kayseri İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenledi. 

Dün saat 11.00’de gerçekleştirilen açıklamada şu ifadelere yer verildi; ”Bünyesinde 1 milyondan fazla insanı çalıştıran bir kurumun üvey evlatlarıyız.  
Yüzde doksanı öğretmenlerden oluşan ve yaz aylarında okula gitmedikleri halde bile maaşlarını alan ve sosyal güvenceleri korunan bir orduya sahip Milli Eğitim Bakanlığı. 
Aynı Bakanlıkta 2018 de kadroya geçen 30 bine yakın da işçi var.  
1 milyonda 30.000. 
Yüzde 3’lük bir orana tekabül ediyor.  
Yüzde 97’lik çalışanı yaz aylarında bile maaşsız ve sosyal güvencesiz bırakmayan bakanlığımız sıra işçiye gelince bu duyarlılığını kaybediyor.  
Kamuya ait diğer birim çalışanı işçiler de,  memurlar da bir senede 12 ay boyunca çalışıyor.  Ancak,  
Milli Eğitim Bakanlığı 30.000 işçi arkadaşı 10 ay çalıştırmakta ısrar ediyor.  
 Bu durumun işçi arkadaşlarda nasıl bir kaygı ve stres oluşturduğunu anlatmaya gerek var mı?  
 Yaz aylarında işsiz kalacakları tarih yaklaştıkça bu işçi arkadaşlarımızda İş verimliliği de kalmaz, huzur da kalmaz.  Her sene 2 ay maaştan mahrum kalmak, tek geliri olan aileler için ne kadar güçtür anlamak lazım.  
Biraz empati yaparsak eğer,  devlet bakış açısına da uymayan bir durumla karşı karşıya kalırız. Bizim devletimiz, kendi kadrolu işçisine 10 ay bendensin, 2 ay ise ne yaparsan yap dememeli.  
 Bu işçilerin 12 ay çalışacak şekilde istihdam edilmesi sosyal devlet olmanın da gereklerinden biridir.  

Uygulanmakta olan düzenlemeye göre, Milli Eğitim Bakanlığında işçi kadrosu ile istihdam edilenler okullar açık olduğunda çalıştırılmakta, tatil dönemlerinde ise iş sözleşmeleri askıya alınmaktadır.  
Oysa tatil dönemlerinde okulların yeni eğitim öğretim yılına hazırlanması, okul temizliği, bahçe bakımı gibi hizmetlerin görülmesine devam edilmesi gerekmektedir.  
Bu nedenle bu işçilere tatil dönemlerinde de ihtiyaç olduğu açıktır. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde işçi statüsü ile 10 ay çalışmak için kadroya alınan işçilerin çalışma sürelerinin 12 aya çıkarılmasını sağlamak, bu işyerinde çalışma barışının sağlanması, çalışanların huzuru ve mutluluğu ve sosyal adalet anlayışı gereğince önemli bir husustur. 
Bu arkadaşlarımızın çoğu bu iki aylık sürede kredi çekmek zorunda kalmışlardır ve kredisi olan arkadaşlar kredilerini ödemedikleri için bankalarda zorluk çekmektedirler. 
Bu konuda devletten talebimiz bu mağduriyete bir an önce bir çözüm getirilmesidir.   Kamuoyuna saygıyla duyurulur.” 

 "Şu anda 1 milyondan fazla çalışanı olan bir bakanlığın biriminin önündeyiz. Burada her yıl 12 ay boyunca 1 milyondan fazla insan maaşını alır, sosyal güvencesi de sağlanır. Yaz aylarında okulların tatil olmasına rağmen 900 binden fazla öğretmen de idari personel de maaşını alır ki sayı bir milyondan fazla. Fakat bu kurumda maalesef bir öz evlatlar var bir de üvey evlatlar var. Biz bugün buraya üvey evlatların sorunlarını dile getirmek için geldik. 30 binin altında ve 1 milyon üzeri çalışan, yani yüzde 3 bile olmayan bir sayıya Milli Eğitim Bakanlığı bir ayrımcılık yapıyor. Ne yapıyor, yaz aylarında ki tatillerde 900 binden fazla insan maaşını alıyor tatil olmasına rağmen. Sosyal güvencesi devam ediyor ama Milli Eğitim Bakanlığı’nın kadrolu işçisi, 30 bine yakın insan maalesef yaz aylarında okullar kapanınca hadi gidin işinize deniyor. 10 ay çalıştınız bendensiniz ama 2 ay gidin ne yaparsanız yapın. Yani üvey evlat muamelesi yapılıyor. 2 ay boyunca ne maaşları veriliyor ne de sosyal güvenceleri yatırılıyor. Yani bu insanlara deniyor ki o 2 ay boyunca ne yaparsanız yapın beni ilgilendirmiyor, gidin ben sizi maaş vermeyeceğim, sosyal haklarınızı da sağlamayacağım deniyor. Bu insanlardan verim bekleniyor. Bakın yaz ayları yaklaştıkça bu insanlarda o 2 ayı nasıl geçireceğim. Hele tek kişi çalışıyorsa o şartlarda o evin geçimini sağlamak, o psikoloji ve kendi ülkemiz, Milli Eğitim Bakanlığımız yani eğitimi düzgün yapması gereken, sağlıklı nesiller yetiştirmesi gereken bir bakanlık, adeta 30 bin aileye o 2 ay boyunca strese gir, sıkıntıya gir beni ilgilendirmiyor. Yani iş barışının sağlanmadığı, iş huzurunun sağlanmadığı ve üvey evlat muamelesi görüldüğü bir durum” dedi.
Şahin, iki ay boyunca ücreti verilmeyen personellerin de borçları olduğunu ve bu duruma bir çözüm getirilmesi gerektiğini belirterek, “Bir senenin 12 ay olduğunu biliyoruz biz, ama bu insanlar 10 ay çalıştırılıyor. Yani 2 aya güç mü yetmiyor? 1 milyon insana zaten o 2 ay boyunca maaş veriyorsunuz. Üstelik memur maaşı veriyorsunuz ama işçilere 2 ay maaş veremiyorsunuz. Yüzde 3 bile değil bakın. Bu insanların kredi borçları var. Ailelerini geçindirmek zorundalar. Bu Orman Bakanlığı’nda da böyle. Yani ben sana şu kadar bakarım ondan sonra git. Bu devlet bakış açısına yakışmayan bir durum. Bakın devletimizin sosyal devlet bakış açısına yakışmayan bir durum. Bunun değişmesi lazım, bunu ivedilikle çözüm bulması lazım, yetkili sendikaların bu konuda bir şey yapmayacağını biliyoruz. Çünkü onlar kendilerini öbür tarafa ait hissediyorlar. Onların ağzıyla konuşuyorlar ama bu işçilerin sorunu dile getirilmesi lazım. Bugünde büyük bir tevafuk oldu. Bizim bu program daha önceden hazırlanmıştı. Dün akşamda biliyorsunuz Milli Eğitim Bakanı değişimi oldu. Yeni bakana da sürprizle başlamış olduk ama bu bilinçli değildi ama inşallah tarihe geçecek isim olarak bu sorunu çözen bakan olarak da görevine başlamış olur. Bu vesile ile de ülkemizin ciddi sorunlar barındıran Milli Eğitimine hayırlı olsun. İnşallah yeni bir başlangıç olur. Bu soruna da lütfen duyarsız kalmayalım” ifadelerini kullandı.

30 BİN KADROLU MEB İŞÇİSİNİN HAKLARINI KAZANANA KADAR YANLARINDAYIZ. TIKLAYIN YOUTUBE KANALIMIZA GELİN. BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ