Sokağa çıkma yasağı açıklaması

Sokağa çıkma yasağı açıklaması

Sokağa çıkma yasağı açıklaması

Yeni bir sokağa çıkma yasağı mı?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İstanbul'da korona vaka sayılarının, Türkiye genelindeki toplam vaka sayılarının yüzde 40'ına ulaştığını açıklayınca hepimizi bir korku ve panik sardı. 
 

Koca durumu açıkladı açıklamasına ama aslında hepimiz rakamın bu seviyeye ulaştığını az çok tahmin edebiliyorduk. Çünkü etrafımızdaki çemberin giderek daraldığını, en yakınlarımızın bile çağın vebasına yakalandığını hepimiz yaşayarak görüyorduk.
 
Birileri korona artışlarında suçu hemen esnafa atıyor, "Kardeşim baksanıza, tüm mekanlar tıklım tıklım. Sosyal mesafe yok, maske yok, virüs nasıl bulaşmasın?" diyor. 
 
İyi hoş da vakaların artmasını sadece mekanlara bağlamak doğru bir tespit değil ki? Bahsi edilen yerlerde mesafeye de temizlik koşullarına da harfiyen riayet ediliyor zaten. 
 
Bence mesele şuradan kaynaklanıyor.
 
Dikkat ederseniz diğer kentlerdeki vaka sayıları düşerken İstanbul'da vaka patlaması olmaya başladı. Çünkü yaz tatili bitti, yurdun dört bir yanına dağılan tatilciler sonbaharla birlikte İstanbul'a geri döndü.
 
Yaz aylarında seyrekleşen nüfus yeniden arttı ve İstanbul günlük 20 milyonu ağırlamaya devam eden bir kente dönüştü. Bununla birlikte toplu ulaşım araçları yeniden hınca hınç dolmaya başladı. Duraklarda bile iğne atsan yere düşmeyecek durumda...
 
Bunun yanı sıra...
 
Yılık iznini kullanıp geri dönenler nedeniyle iş yerleri yeniden tıkış tıkış oldu. Devletin resmî kurumlarına çeşitli nedenlerle müracaat edenler olduğu için bu kurumlar da vakaların yayılmasına neden oldu.
 
Bakın size bir örnek vereyim.
 
Bundan bir süre önce devlet kurumlarında esnek çalışma modeline geçildiği açıklandı. Ancak bazı kurumlarda performansın düştüğünü gerekçe gösteren bazı yetkililer, devlete bilgi vermeden esnek çalışma yönteminden vazgeçti.
 
Bu kurumlardan biri de İstanbul'daki İŞKUR...
 
İŞKUR İstanbul İl Müdürü geçen haftalarda personeline "Tam mesai çalışmaya geçiyoruz" talimatı verdi. Gidin bir İŞKUR'un kapısından içeri girin, ne olduğunu gözlerinizle görün. 
 
Kısa çalışma ödeneği alabilmek için müracaat eden işverenler ve onlara evrak yetiştirmeye çalışan personel. Hepsi neredeyse iç içe geçmiş durumda. İçeri girip çıktığınızda virüsü bulaştırmamanız veya kapmamanız mümkün değil.
 
Yukarıda da söylediğim gibi...
 
Toplu ulaşım İstanbul için ayrı bir dert. Bir belediye otobüsüne, metrobüse veya metroya bindiğinizde tanımadığınız biriyle siyam ikizlerine dönüşüyor, yapışık halde yolculuk yapıyorsunuz.
 
Haydi gel de virüsü kapma!
 
Böyle giderse İstanbul'da yeniden sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi işten değil. Hızla bu duruma doğru gidiyoruz. 
 
İstanbul için yapılması gereken şey, devlet kurumlarında yeniden esnek çalışma yöntemine geçmek ve toplu ulaşımdaki yoğunluğu minimum seviyeye indirmek.
 
Özellikle ulaşımdaki yoğunluğu azaltmaya dikkati vermek gerek. İnanın vakaların artışında ulaşım büyük rol oynuyor. 
 
Bir de kaçak göçek yapılan toplu eğlencelere, düğün ve kına gecelerine dikkat edilirse vakalar başladığı gibi hızla düşmeye başlayacaktır. 
 
Gerisi bireylerin dikkatine bakar. 
 
Buna rağmen artış hızı yükselmeye devam ederse, çaresiz bir şekilde sokağa çıkma yasağına razı olacağız.
 
Başka çare yok!

Kaynak: https://www.turkiyegazetesi Süleyman özışık 


HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.