Gökhan Yurdagül

Gökhan Yurdagül

İçişleri Bakanına haykırış

 

  Bir boş sayfaya yazı dökmek, hele hele o sayfaya insanların yaşadığı sıkıntıları yazmak… Yani sesini duyurmaya çalışanların sesi olup, haksızlığı engellemek için yazı yazmak kadar insanı mutlu eden bir şey söyle deseler, büyük ihtimal cevabım “dua etmek” olur.

 Bugün bu sayfa haksızlığa uğrayıp suçlanan, çaresizce kaderlerine terk edilen polis arkadaşların sessiz çığlıkları olacak. Bu yazım, temizlik yapacağız diye iftiralara maruz kalıp görevden alınan polis arkadaşlarımın sesi olacak ALLAH’ın izniyle.

 Yıllardır yakından uzaktan alakası olmayan insanları paralelci diye suçlayıp geri göreve gönderilen polis kardeşlerimizin hakkını kim savunacak? Buradan İçişler Bakanlığına soruyorum: “Görevden aldıklarınız polislerle ilgili elinizde belge var mı? Eğer belge varsa bu bilgileri aldığınız kişiler mesai arkadaşları olan polis arkadaşları mı? Bu arkadaşların kendi arkadaşlarıyla ilgili verdiği bilgiler ne kadar doğru?”

Evet, ne acı suçlanıp iftiraya uğramak. Ömür boyu damga yemek… Gideceğin karakolda sana suçlu gibi bakılması ne acı… Adalet bu mu Sayın Bakanım? Hukuk bu mu Sayın Bakanım? Bir memuru paralel yapı diyerek görevden almak ne kadar doğru? Öncelikle paralel yapının tam anlamıyla tanımı yapar mısınız?

 Bu paralel yapı vatanımıza, milletin bütünlüğüne zarar veren bir yapı olarak tanımlayacaksanız acımadan görevlerinden alın. Ancak paralel yapıyı cemaatçi damgası vurarak “ Bu adam namaz kılıp sohbete katılıyor” diyerek görevden alınıyorsa ortada büyük bir adaletsizlik var demektir.

 Cümlelerimi uzatmadan; Sizin paralelci diye görevden aldığınız bir polis memurunun yaşadığı bir olayı anlatmak istiyorum.

 (Değerli okuyucularım yaşanmış olayı okuyup haksızlığa uğrayan polislerin sesine ortak olmanızı istiyorum.)

“ Bu polis arkadaş Emniyetin Terör Şubesinde çalışıyordu. Bir gün evlenmesi için arkadaşları bir bayan arkadaşla tanıştırırlar. Tanışma evresinde sonra polis arkadaş evlenmek ister. Kız kararsızdır. Kararsız olma sebebi ise cemaatte abla olması. Kız evlenmek için bazı kişilere danışır. Evlenmesine izin çıkmaz. Bunu sebebi de o polis arkadaşın cemaatle alakası olmamasıydı. Altını çizerek tekrardan ifade ediyorum “Cemaatle alakası olmaması”. Bu polis arkadaş başka bir ilin ilçesine tayini ister ve orada Terör Şubesinde çalışmaya başlar. Ancak şu an o polis paralelci diye görevden alınıp başka ilçeye sürülür.

 - Özellikle İçişler Bakanına sesleniyorum: “Bu polis sizce paralelci mi?

 Çok iyi bildiğim tanıdığım başka polise paralelci damgası vurularak başka bir ile sürülmesi karşısında dona kaldım. Çünkü bu polis koyu Recepçi! Bu polis koyu Tayyipçi! Bu polis koyu Erdoğancı! Bu mücadele paralel yapıya karşı yapılandan çok Başbakanı sevenlere karşı yapılıyor gibime gelmeye başladı…

 Sadece bu benim bildiklerim ve tanıdıklarım. Acaba bu şekilde kaç kişiye iftira atıldı? Bu kişiler ellerini Yaradana açıp ADALET diye haykırdılar.

 Birkaç polisle sohbetimde polislerin şu cümlesi ilginçti “ Namaz kılmak paralelcilik midir?” Sohbetimiz de polis arkadaşların “haklarımızı helal etmeyeceğiz. Çünkü bizler Başbakanı seven ve desteklemiş kişileriz. Ama bize atılan iftiralar yüzünden karakolda fişlenmiş gibi dolaşıyoruz. Bir daha eski görevlerimize dönemeyeceğiz” diye söyleyerek gözlerinin dolduğunu gördüm. Yazık, hem de çok yazık…

 İçişleri Bakanlığı’ndan bu yanlışlığı düzeltmesini bekliyorum. Görevden alım yapılırken vatan ve milletin menfaati baz alınarak yapılmalı,fişlenerek damga vurularak ve kurum içinde ki dedikodularla değil belgelerle görev değişikliğinin daha uygun olacağını düşünüyorum.

 ALLAH mazlumların her zaman yanındadır…

 Saygılarımla…

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum