Sayın DİNÇER’in Açıklamaları Üzücü

 

Evet üzücü. Eğitim adına geleceğimiz adına üzücü.

Bu. Bu haberin içeriği ile ilgili olarak defaten yazılar ele almış, bir bakanın MEB gibi büyük bir teşkilatta olan biten her şeyi bilmesini beklemediğimizi, fakat bu işin uzmanları, bürokratları ve bakanın danışmanları olduğunu vurgulamıştık.

Bugün Hürriyet Gazetesinden Nuray BABACAN’ın yazısını ve bu yazıda yer alan bakanın açıklamalarını okuyunca bir kez daha haklılığımız ortaya çıktı. Keşke biz haksız olsaydık…

Üzülüyoruz çünkü kamuoyu yanlış bilgilendiriliyor. Cümleler süslenip bir sonuç elde edilmeye çalışılıyor.

Sayın bakan diyor ki; “Seçmeli derslere girecek öğretmenlerle ilgili yapılan tartışmalar bence yersiz. Çünkü hangi derse hangi öğretmenin gireceği belli. Ücretli öğretmen olacaksa bunların nasıl seçileceğine ilişkin kurallar belli. Talim Terbiye Kurulu çalışma yapıyor. Diyelim ki okulda sınıf öğretmenliği yapan biri, 1-4 arasındaki sınıflara seçmeli resim dersi de verecek kadar bilgi sahibidir. Sosyal bilgiler öğretmeni tarih dersi verebilir.”

Sayın bakan daha yeni çıkardığınız haftalık ders çizelgelerini bir daha incelerseniz 1-4 sınıflarda seçmeli ders olmadığını görürsünüz.

Ayrıca yıllardır Sınıf Öğretmenleri kendilerini yeterli gördükleri Ortaokullarda (Eski tanımla İlköğretim 6,7,8) Örneğin Resim/Görsel Sanatlar yada Müzik yada başka derslere ücret karşılığı haftada 8 saat derse girebiliyorlar.

Yani 1-4.sınıfta zorunlu Resim/Görsel Sanatlar dersine sınıf öğretmenleri zorunlu olarak zaten giriyorlar ve bu sınıflarda seçmeli ders yokkk...

Başka bir hatırlatma. Seçmeli Yaşayan Diller ve Lehçeler dersine Türkçe Öğretmenlerinin gireceğini söylemişsiniz. Daha iki gün önce yayımlanan çizelgede bu hususu unutuldu mu?

Çizelgeler incelendiğinde;

 

Sisteme yeni giren dersler ile adları değişen derslere hangi öğretmenlerin girecekleri belirlenmişken bazıları neden sahipsiz bırakılmıştır.

Örneğin; yukarıda kırmızı ile işaretlediğimiz dersleri okutacak öğretmenler çizelgede belirlenmişken mavii ile işaretlediklerimiz belirlenmemiştir. Yani basındaki açıklamada yer alan Kürtçe derslerini Türkçe öğretmenleri okutacak cümlesi çizelgede yerini bulmamıştır. Bu durumu TTKB’ye bir kez daah sormak gerekir.

Bu açıklamada en üzücü cümle ise;

“Dinçer, 12 yıllık eğitime bir karışıklık yaşanmadan geçileceğini, aksini bekleyenlerin hayal kırıklığına uğrayacağını ifade ederek…”

Cümlesidir.

Bu cümle gerçekten çok iç acıtıcı. Bu ülkede özellikle eğitimde başarısızlığı hayal eden bir kesim olabilir mi? Varsa bu insanlar vatansever olabilir mi? Olsa olsa vatanın düşmanı olabilirler. Hadi vatana düşmanlar insanlar kendi çocuklarına düşman olabilirler mi? Kendi çocukları da bu sisteme tabii olacaklarına ve tüm aksaklıklarına rağmen bu sistemden vazgeçilmeyeceğine göre sistemin kötü işlemesini düşünmeleri/istemeleri mümkün olabilir mi?

Eğer eleştiriler böyle algılanıyorsa yanlışlık var demektir. Ağır eleştiri de yapılabilir, başarısız olunacağı da söylenebilir fakat bunlar söylenirken dahi başarı beklentisi vardır. Çünkü bu ülkenin ve evlatlarının kaybedilecek zamanı yoktur.

Başarısızlıkta elbet ki alkış tutulmayacaktır. Fakat başarı da kazanan ülkemiz olacağından memnuniyetle karşılanacaktır. Biz sayın bakandan böyle basit konularda değil daha genel konularda açıklamalar yapmasını bekliyoruz;

Örneğin öğretmenlerle ilgili düzenlemeler ne zaman yapılacak?

Düzenleme yapılması da önemli değil önemli olan bu düzenlemelerin ihtiyaçlara cevap verip vermemesi. Öğretmenin yer değiştirmesi düzenlenirken 15 yıldır zorunlu hizmet bölgelerinde çalışıp yer değiştirmek isteyen öğretmenler için çözüm bulunacak mıdır?

Halen okullarda uzman öğretmenler var... Üstelik neyin uzmanı olduğumuz belli olmadan alanımızda tek bir soru çözmeden uzman öğretmen olduk ve aylık 80-100TL fazla ücret alarak yıllardır idarenin ah çıkardık çıkaracağız kandırmacalarıyla oyalanan ve bu hakkı elde etmek isteyen on binlerce öğretmene çözüm bulunacak mıdır?

Haftalık ders saati ilköğretimlerde bile 37 saate çıkmışken liselerin durumu neden muammadır?

Bir çok okulun ikili eğitim yaptığı ve yıllarca eleştirilen ikili eğitim uygulamasına son verilebilecek midir? İkili eğitime son verilmeden haftada 36-37 saat ders yapmak öğrencilerde nasıl bir etki uyandıracaktır?

Taşımalı eğitimle 36-37 saatlik çizelgeyi nasıl uyarlayacaksınız?

Okul öncesi gibi önemli bir kademeyi zorunlu eğitim kapsamına almamaktaki ısrar maliyetinin çok olması mıdır?

Halen kariyer liyakat gözetilmeden yapılan atamalara bir çözüm bulunacak mıdır?

Görevlendirmelere son verdim deyip bazı il ve ilçelerde olmayan kadrolara şube müdürlüğü görevlendirmelerini iptal etmişken bazı ilçelerde (Küçükçekmece, Büyükçekmece…) uygulamanın devam etmesi ne kadar etiktir?

“Mevzuat yanlış olsa bile herkese uyguladığınızda bir adalet sağlarsınız.” cümlelerinize rağmen İstanbul Lisesine müdür atamasında neden bu kurala uyulmamıştır? Sırada olan okullar var mıdır?

Her öğrenci; en az bir spor alanıyla uğraşmak, bir çalgı çalmak yada resim yapmak zorunda olacak mıdır?

Etüt beslenme okullarında okuyan anne ve babası çalışan velilerin okullarını kapatmak yerine tüm okulların; aynı statüye kavuşturulması, öğrencinin tam gün okulda olduğu, sporunu, etüdünü, beslenmesini yapabildiği okullara dönüştürmek için çalışmanız var mı?

Atama bekleyen yüz binlerle ilgili bir yol haritanız var mıdır?

Anadolu Lisesi sınavını kazanan 36 bin öğretmen ile sınavsız atanan 30bin öğretmenin akibetleri ne olacaktır?

Sistemi ölçmekten uzak olduğunu söylediğiniz SBS, YGS,LYS ile ilgili yol haritanız nedir?

Sistemin kanayan yarası fakat atanamayan öğretmenlere az yada çok iş yaratan, sistemin açığını bir nebze olsun kapatan fakat parasız veliye yük, eğitimde fırsat eşitsizliği yaratan Dershanelerle ilgili yol haritanız nedir?


Okul yöneticilerine kayıt döneminde para istemeyin kayıttan sonra isteyebilirsiniz demek yerine okullarda para hiç konuşulmayacak, okulların tüm ihtiyaçlarını devlet karşılayacak şeklinde bir formülünüz var mı?

Sınıf tekrarına kalıp sınav hakkı bekleyen on binlerce lise öğrencisi için bir yol haritanız var mı?

Sayın Bakan; işte bu ve bu tür gerçekten sizin ağzınızdan açıklama bekleyen sorulara cevap vererek öğrencileri, öğretmenleri, velileri ve tüm kamuoyunu rahatlatacak açıklamalar yapmanız insanların geleceklerini planlamalarına, önlerini görmelerine yardımcı olmanız beklenmektedir.

Ayrıca tamamını değiştirip yenilerini görevlendirdiğiniz bürokratlarınız alanları ile ilgili konularda birbirleriyle işbirliği yapmalıdırlar. Örneğin; Ders çizelgesi yayımlanmadan norm kadro belirlemek gibi komik durumların yaşanmaması için tedbirler almanız, bürokratlarınızın artık kendi alanlarında kontrolü ellerine almaları ve en yetkili ağız olarak açıklama yapabilmeleri beklenmektedir.

Saygılarımla…

Maksut BALMUK

Eğitim Yöneticisi

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.