TOPLU İŞ BİLMECESİ

 TOPLU İŞ BİLMECESİ

( ÖNCELİKLE HALK OLARAK YAŞADIĞIMIZ BU BÜYÜK YANGIN FELAKETLERİNDE HAYATINI KAYBEDENLERE ALLAHTAN RAHMET YAKINLARINA VE HALKIMIZA BAŞ SAĞLIĞI DİLEKLERİMİ İLETMEK İSTERİM. )

İşçiler için uzun zamandır beklenen kamu çerçeve protokolü hem bildik hem bilmedik sebepler yüzünden ağır aksak devam ederken, memurların görüşmesi başladı.

Memurlar için ilk görüşme, toplu iş sözleşme takvimi ve imzanın ne zaman atılacağı gibi detaylar açıklanmasına rağmen işçiler için takvim ya da ilgili konularda net bir açıklama hatta ikinci teklifle ilgili resmi bir açıklama ne sendikalardan nede ilgili kurumdan gelmedi.

Hal bu durumda; toplu iş sözleşmesi, iş kanunu ve tarihi geçişleri üzerine bir değerlendirme yapmak istedim.

Geçmişimiz ve Geleceğimiz

İş akdine dayalı anlaşmalar kamu sektöründe de olsa iş hukukunun konusuna dâhil olur. İş hukuku 18 yy.’da sanayi devrimiyle ortaya çıkmıştır. İş hukuku işçi ve işveren arasındaki ilişkiyi düzenler. İş hukuku ne kadar iş akdi merkezinde iki tarafın hakları açısından oluşuyor gibi gözükse de, işçi haklarını gözetmesi açısından çok önemlidir. Hukukumuzda iş hukuku işçilerin özel hukuku olarak değerlendirilir ve işçilerin taraf olduğu durumlarda uygulama alanı gösterir. İş hukuku öncelsinde iş-iş veren ilişkisi, borçlar hukuku çerçevesinde değerlendirilirdi ve bu durum daha zayıf olan taraf işçiler olması dolayısıyla işçi aleyhinde durumlar ortaya çıkarırdı. Bu sebepten işçi-işveren ilişkisini düzenleyecek bir iş kanunu oluşması elzem olmuştur. ( M. Bağcı, 2021 ) Bir başka değişle iş mahkemelerinin halk arasında “işçi mahkemeleri” olarak adlandırılmasının temeli buradan gelmektedir.

İşçilerin sendikalar aracılığıyla kurdukları iş ilişkisine Toplu İş Sözleşmeleri denir ki, bu işçiler adına büyük bir kazanımdır. Dünyada ilk toplu iş sözleşmesi Osmanlı da Kütahya’da 1776 da yapılmıştır. Osmanlı zamanında farklı uygulamalarla da itibar görmüş bu durum Cumhuriyet tarihinde belli haklar doğrultusunda 3 kere değiştirilmiş yasayla genişletilmiştir.

4857 sayılı kanun 2003 yılında yürürlüğe girdi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 2012 de yürürlüğe girdi ve iş kanununda ilgili madde bulunmadığı zaman bakılacak kanundur.6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu da 2012 yılında yürürlüğe girmiştir.

 

İş Hukuku Neden Önemli  

İş hukuku sanayi devrimi sonrası “DEVLET”i üretim adına korumak ve sosyal devletin kuşatıcı halkçı tavrı sonrası ortaya çıkmış, üreten ile girişimciyi teşvik etmek ve toplumsal düzeni sağlamak üzerine önemli bir argüman haline gelmiştir. İş kanunu yazılı bir sözleşme yada ilk iki ay içinde bir çizelgenin işçiye imzalatılmasını usul kabul eder. Ancak kadro sonrası çoğu kurumda sözleşme yapılmamış, bir çizelge verilmemiştir. İş kanunu itibariyle iki kere yapılan belirli süreli iş sözleşmesi  otomatik olarak belirsiz süreliye iş sözleşmesine döner. Bu sebepten 2 kere 3 yıllık belirli iş sözleşmesi yaparsanız kanunen belirsize zaten döner. Kamu kurumları aynı işçilerle alt iş veren aracılığıyla zaten defalarca sözleşme yapmış nihayetinde de bu işçiler 4d kadrosuna alınmışlardır. Ayrıca iş kanununda bir iş sözleşmesi yapmak mecburidir, 2 ayı geçerse istisnasını da yazdım .Verilen maaş bordroları ayrıntılı çizelge olmadığı gibi bir çok kurumda iş tanımı şartname özelinde değerlendirilmemiş, buda ortalama ( temizlik personeli gösterilip, sekretarya çalışanı olmak gibi ) çeşitli sorunları beraberinde getirmiştir. Memur ihdas edilen kadroda çalışır, işçi iş tanımı itibariyle tanımlanmış işte.

Kamu işveren sendikası ve kamu kurumları bütün bunları bilmiyor mu?  Haklarımız bilinçlimi yok hükmündedir?

 Sendikalar işçilerin talepleri üzerine , Devletin normatif uygulamalarının sonucu, işçiyi koruyup girişimciyi teşvik etme gibi sosyal faydaları bütünleştirerek toplumsal düzeni kurgulayan değişim mühendisliği retoriklerini harmanlayıp yapıcı hale getirecek eşitlikçi işçi hakları için oluşan birlikler olmalılar. Sendikalar ne için vardır? Artık açıklama yapmaları gerekir, bu işin zaten uzun zaman önce sonuçlanması gerekirken, hala resmi ve doyurucu bir açıklamanın bile olmaması normal midir?

Şimdi bazı sendika yetkilileri gündemin yangın olması konusunu dile getirirken,

Memur için takvim açıkladı ne zaman ne olacak belli,

Tabiî ki acımızı yaşıyoruz,

Tabii ki görevimiz neyse yapmaya devam ediyoruz,

Yangın bölgelerinde de can ile baş ile çalışan emekçi ( 696 KHK ile kadro alan kardeşlerimizde çalışmakta ,pandemide her yerde olduğu gibi )  kardeşlerimiz var.

Biz davul çalıp düğün yapmıyoruz,

Eğlenip şarkı söylemiyoruz,

Memurun takvimi önden açıklanmışken (2022-2023 ) ne zaman zam alacakları belli olmuşken ya bizim ki?

Biz 1 nisan 2018 den beri önümüzü görmeye çalışıyoruz,

Bu bir bilmecemi?

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.